dağ-ı dil
dağ-ı dil
elimde kalan eylül aykırılıkları annemin yüzü,gülbahçe gereğinden eksik telaş fazlaca gönül kırıkları yavaş yavaş kaçan penceremden güneşin esrik ışıkları ya bırak soyunayım zihnimin kirlerinden ya sen gel mütevazi yıka beyin zarımı ya söyle sakınayım hicran şiirlerinden ya sen kalemimi sonlandır maceramı üryan ve kırılganken ümit modern köle pazarlarında rayiç direnmek en makul eylem olsa da susarak isyanın pek vakti değil ederi kocaman bir hiç ya bırak su içeyim ışıktan kurnalardan ya sen gel bir tas ile dindir susuzluğumu ya bırak ben sorayım yönünü turnalardan ya sen gel tut elimden bitir yurtsuzluğumu Farzımuhal adhaya veda ederken.. |