Düş kırığı
_ iç geçirmeleri
yüz buruşturmalarım ayın pırıltıları gibi kayalara vuruyor solgun ve eflatun gecede uykusuz şafaktan önce toplanan yıldızları sayarak kuşkuna başkaldırdım gezgin bir kuyrukluyıldız gibi inatçıydım kayalara çarparak başımı uyandığımda bir koyakta ay bile esniyordu düşümde sürgündeyken güneş hiç olmazsa su sesi olsaydı ya şu kayalar arasında _ bildim sonunda yanında körce gelgitlerim varmış yağmur sularında yıkanıp yunmak için günahlarımdan koyağın çıktığı yere gittim yarı açık bulutlar yırtıcı ufuklar kararan gün ışıklarıyla kargınmış tinim hiç kimse senden daha yakın olmamış günahlarıma uyuşturan gecelerin uykusuz ateşiyle hüsran egemen olmuş sonsuzluğa _ düş kırıklığıyla hiçliğe bakarken penceremden şafakta öptüm seni gül rengi umut şimdi soluk mavi hava erinç içinde bir sedyede taşırlarken yaslı geceyi yeni günde |
Kutlarım...
................................................ Selam ve saygılarımla..