YUSUF’ÇA SUSTUM DOST VUSLAT SIRRINDA
Kör kuyu şu gönlüm garip haldeyim
Yusuf’ça sustum dost vuslat sırrında. Umman sığmış kalbe ıssız beldeyim Yusuf’ça sustum dost vuslat sırrında. Susuz çorak kaldım ondan durgunum Gözde çeşmem akar sessiz yorgunum Giden dostlar yazmış yoğa vurgunum Yusuf’ça sustum dost vuslat sırrında. Nefse dünya zindan zaman doldurdu Tenim siyah beyaz benzim soldurdu Kimler gelmiş geçmiş saçı yoldurdu Yusuf’ça sustum dost vuslat sırrında. Gönlüm yarmış sanki gelip bakmışlar Sevgi sunup durdum canım yakmışlar Postta uyur kalkmaz kulplar takmışlar Yusuf’ça sustum dost vuslat sırrında. Kayıp oldum sordum bilme durağım Doldum sandım yazık çorak kurağım Gecem gündüz olmuş gezdir burağım Yusuf’ça sustum dost vuslat sırrında. Kimim neyim söylen hiçte gizlendim Dert çilem sanmışım oysam izlendim Dalıp gitsem aşktan manen bizlendim Yusuf’ça sustum dost vuslat sırrında. İsmim düşmüş kayda kırkta doğunca Kırklar dolu sunmuş nefsim boğunca Perde kalkmış beşler gelmiş yoğunca Yusuf’ça sustum dost vuslat sırrında. Yüküm attım sırttan huzur bulmuşum Behlül konmuş adım garip kulmuşum Hikmet yünde değil kıldan çulmuşum Yusuf’ça sustum dost vuslat sırrında. Sus Yorulmaz post ser dinmez yaşların Öldüm doğdum kalktım değer başların Dostlar çokmuş görmez mezar taşların Yusuf’ça sustum dost vuslat sırrında. |