AKİT...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Yoksul bir teneffüs belli ki şiire açlığını hikâyeler ile gidermek kadar sıra dışı. Teyakkuzda hangi kelime ise yüklenip de gelmek dünden güne aslında bir hutbeyi tesadüfen dillendirmek hem de nakşeden sakıncaları yerin dibine sokup, kök hücrelerini esefle kınadığımız bir telaş kadar akla zarar.
Zarfları teslim etmeliyim…
Hani pulu olmayan ve gidecek bir adresi de Bulunmayan. Neyin nesi o zaman? Neyin derdi de ayıkladığım taşlardan Biri bile isabet etmezken Hedefin tarhında iflah olmaz bir âşık hem de En sefilinden; Bir de derlerken cevabı Elediğim cümleler şık şık. Tüymeli buralardan Ardında tek iz dahi bırakmadan Hele ki kapatıp gözlerini sevdanın Küçük küçük telaşlar büyütmeli, Yorgun kaldırımlarda düşe kalka büyümeyi Beceremeyen hangi çocuksa Okşamalı da başını yine Bir anne şefkatinde. Yığınla yorgunluğum mevcut Kaydı da dünden yorgun üstelik Es kaza imzaladığım ömür akdimin, Şeceresini tuttuğum özlemlerin Hele ki gidip de dönmeyenler yok mu? Oysaki elemin biri bin para Onlar umursamazken derdimi tasamı Zoruna giden ne ise Külfeti yine kendimce bir hikâye. Hoyrat sanrılar yine yoğun bir telaffuz Damıtıp da ömrü Kalan ne ise geride hele ki sapkın bir döngüde Bilip bilmeden. Sensizliği tehir etmekse Ne gam ne de tasam baki Bildiğim özeti ömrün Yine varlığı daim kılan bir hüküm Hem de öyle böyle değil, Varıp varamadığım bile aşar boyunu hüznün Derme çatma kuyunun birindeyim yıllardır Örselendiğimden ne ise kalan geride Yine nakşeden satır satır. Hangi uzuv hangi rahmet… Sözüm ona metanet saklı kaygılarımda Ve hayli şanlı bir geçmiş Dünden askıntı gizli özne tadında Benliğin hacminde epeydir pervasız Ve büyüteç babında kocaman bir göz Adını koyamadığım Belki de konduramadığım sayısız hikâye Yorgun miladımın tam da merkezinde, Tahayyül ettiğim değil de Temsili bir resim. Görünmez imlerin derdindeyim epeydir Hele ki konuşlu isem sevgiye Namelerini kaybettiğim sayısız şarkıdan miras Edindiğim ganimet, Bir de ödeyemediğim hakkı anamın: Ellerimde yüreği, Yüreğimde elleri, E, ne olacak bu işin sonu, demek bile Teselli değil, diyen bir mihrakı ötelerken Düştüğüm her satır başı. Hele ki afakî hüznünde eşrafın, Kayıtlı izlerin de kaldıramadığım naşı Bir de hücum ederken gök kubbeden Satılmışlığı yine kimi derdin, Mademki bu yolun yolcusuyum epeydir Geçip gidiyorum yaşlı yollardan Yası da eksik etmeden Düşüp kayan gözlerimden. |
Kaydı da dünden yorgun üstelik
Es kaza imzaladığım ömür akdimin,
Şeceresini tuttuğum özlemlerin
Hele ki gidip de dönmeyenler yok mu?
Oysaki elemin biri bin para
Onlar umursamazken derdimi tasamı
Zoruna giden ne ise
Külfeti yine kendimce bir hikâye.
çok güzeldi,akıcıydı ve anlamlıydı,kutluyorum Üstadem,Dua ve selamlarımla