TRABZON DA SESSİZ ÇIĞLIK
TRABZON’DA SESSİZ ÇIĞLIK
Yusuf Yılmaz Trabzon Meydanını çınlatan bu sese Bir kulak vereyim dedim. Böyle samimi böyle içten bir sesi Duymamıştım uzun zamandan beri. Biraz daha yaklaştım. Bu korkusuz bu içten bu samimi ses, Yüreklere soğuk su serpiyordu. Durup durup gözleri yağmurlaştıran, Hüzünlü bakışları donduran bu ses, Trabzon Meydanında yankılanıyordu. Bu zalim bu kahpe dünyaya, Meydan okuyan kahramanlara, Vatanseverler gıpta ile bakıyordu. Haksızlığa, hukuksuzluğa, Kurulan alçakça tuzaklara, Kumpaslara karşı, Karanlığa meydan okuyordu Bir avuç kahraman. Atanamayan öğretmenlerin, Bir parça ekmeği dahi rüyasında göremeyen gariplerin, Yerinden yurdundan sürülmüş soydaşlarımızın, Somada, yerin yüzlerce metre altında karın tokluğuna Çalışan işçilerimizin, Okuluna rahat ve özgürce gidemeyen öğrencilerin: “Andımız okunmayacak, Kimya dersi üç saatten iki saate inmiş, Farazi derslerle beynimiz işgale uğramış, Atatürk’ün aydınlık yolundan sapılmış, Karanlık ve bağnaz bir ortamda okumak istemiyoruz” Diye iç geçiren sessiz çığlıkların sesine de... Tercüman oluyordu o kahramanlar. Tarih şahittir. O kahramanlar Haklı çıktı. Kınayanların kınamasına aldırmadan He cumartesi Haykırmaya devam ettiler yılmadan. Bu vatanın sahipsiz olmadığını Gösterdiler bütün dünyaya. Ne mutlu, O meydana kulak verenlere. Ne mutlu, Sessiz çığlığın sessini duyanlara, Ne Mutlu Türküm Diyene! |