Kurban…
.
Liyakat katili devlet çarkımız, Sadakat kurbanı makamı, postu… Kalkınmış kâfirden temel farkımız, Gerçeğin hasmıyız, yalanın dostu… . “Oku” emri sanki kâfire indi, Mümine sinsi bir miskinlik sindi… İbni Sina, Razi, Farabi, Kindi, Nesli sanki ilme ebedi küstü… . Ezberi, taklidi savundukça biz, Mazinin şavkıyla avundukça biz, Bin yıllık bilgiyle övündükçe biz, Cehalet rüzgârı daha sert esti… . Hurafe, bidatle edip iktifa, Eyleriz biatle kulluğu ifa… Aklı susturunca “kaderci kafa”, Doğan şirk şimdi bin yaşına bastı… . İhmale, ihlale kılıf dokuruz, Cimleri, mimleri elif okuruz… Her hususta bülbül olup şakırız, Doğruluk sanki tek Nebiye hastı… . Silaha dönüşür cehalet, safta, Münferit, münferit saldırır softa… Hak, hukuk, adalet kalınca lafta, Yeşerir şeytanın kin, nefret kastı… . Olunca şuursuz zikir hamalı, Unuttuk ahlakta, tarzda kemali… Din, iman sanınca şekli, şemalı, Çarşafla örtüldü idrakin üstü… . Siyaset pervasız kaldıkça böyle, “Sen kimsin” türküsü çaldıkça böyle… Halkımız bundan haz aldıkça böyle, Olmaya mecburuz kâfirin astı… . Veli BOSTANCI |
Gönülden alkışladım ozab
Kalemini kelamını