KOPUK DÜĞME...
Bir ayin, zamanın hıçkırığı
Ümmetin seyrinde yetim bir ninni Yine dünlere rahmet, Benliğe hikmet yükleyen. Islak telaşı kaldırımların, Nakşeden Ağustos akşamları Karamel bulaşmış ellerimin kenetli parmakları Aklın kıtalarında bakir dizeler Yoldan geldik madem, Diz dize kelamı bölüşen şiir gözlü meramlar. Dündü günü yarından koparan Güdümü belli ki duyguların Her dem yalnızlığı sunan Bir de kazan kazan hüzün Ne olacak bu işin sonu Diye yanık yanık türkü çığıran. Çığlıklarını çaldırdım dünün, Dünsüz günümün de ara namesi Pervazına serdiğim hayallerle sıkı fıkı Her adımda içime attığım düğüm Yine ölümüne aşkların kayıtsız mecazı. Şimdilerin hüznünü taşıyorum Ötelerken öfkesini tanrısal sevdaların Hizaya gelsin dünya, diyorum usulca; Kara gölgesine âşık adamlar görüyorum Kanatları kırık kuşlara bir tekme de onlar savururken Fırtınalar besliyorum içimin uçurumlarında Kayıtsız bedellerle döşeniyor nefretin sağdıcı Nice insan nice yalan nice sitem Ve vakur dokunuşuyla aşkın Haczediyorum rahmetini altın tepside Tokuştururken suslarıyla gönlümün Islak kaldırımlarında Nazik bir reveransla kanamaya meylettiğim. Bir yürekte bir de dirhem dirhem elemde konuşlu, Tümden gelen hezeyan; Bir kanatta bir de bulutta saklı meleklerin gözyaşı, Görünmezliğimi kutsuyor evren, Surelerimde yaşıyorum hem de en erken Ölümü tehir eden Kara meleğe hükmeden gizem. Ünlüler kaynaşıyor ünsüzlerle Harfler cirit atıyor yüreğimin akrebinde Bir de kardığım hüznü ekiyorum aklın rahlesine Vakur seslenişlerle doğuyorum Her şiiri anne bildiğim, Her sureyi sen bildiğim, Her sen’i senden sakınırken Gözümün nuru özlemi de dikerken yüreğe Burkarken acılar öylesine lime lime. Dokunaklı telaşlarım var Yangından kaçırdığım aşklarım: Yumrularım var dikenlerimin kanattığı Bedellerim var belki de insanlığımın yaralandığı. Derlemek lazım kâinatı, Dirliği merkez bilip dağılmalı sure sure Dağıtmadan yüreğin feryadını Sükûnu dilemeli Tanrı’dan Sevdaların kopuk düğmelerini iliştirmeli benliğe Deldikçe pergel aşkın merkezini. Dingin göçüşler bildik bir terennüm adeta; Kaygan zeminler mademki her dem benliğe bela Şükretmeli hicazın ilk ibaresinde Sabrı düşürmeden dilimizden Karmalı benliği minik vuruşlarla Çatlarken nazar boncuğu Sureler üflemeli yüreğe, Yorgun ruhların ölgün feryatlarını dinlerken gök kubbe Sağaltmalı hüznü peşi sıra. Zaman çok ırak bir sancı, Var oluşun dokusunda çatlak bir ses belki de: Özümsenen İlahi aşkların mertebesinde Sükûta davetiye yine yüreğin girdabını Göğe taşıyan: Göğün konuşlu sonsuzluğunu Benlikle buluşturan Ve en kahpe tezahür özlem, Aşka dirayet yükleyip de sabrı körükleyen Ateşten bir rahle Yine indinde tevekkül Serinde sarıklı bir teamül: Sırrına vakıf madem Tanrı Varsın gün yüzü görmesin her ölümlü canlı. Kardıkça aşkı beti benzi uçuk bir mizansen; Kovdukça aşkı yüreğin bahçesinden En saklı terennüm Yine yüreğin mabedinde hüküm süren Bir zafiyet belki de Kopup geldiğimiz ana kucağı Bağrımıza taş basıp da Sevdayı hatmettiğimiz gün ve gece. |
İşte bu noktada bazen sevgi bazen hayal bazende okumaya doyamadıgımız böyle güzel şiirler anlam yüklüyor.
Anlam yüklü bu güzel şiirinizi kutluyorum değerli dost Şairem.
Selamlar saygılar....