güneşe sözüm vardıhiç unutmam kırılgan düşlerimin öfke saatlerini topluyordum penceremden mevsimi de kapısı kadar aralıktı gecenin bekledim gelmedin gelmelerini bekledim gelmedin sancılandı yüreğim ve sen yine cinnetimde doğan bilmem kaçıncı şiir oldun fesleğen gözlerinde kaybolan hiçbir şiirim zaten gün yüzü göremedi bakışlarının yivinde mermiydi hep aşk ölüm kadar sessiz sessizlik kadar bizdi darağacımdaki tenhalar sorguya, otopsiye hiç gerek yok mahalli de faili de bellidir gün yoksunu cesetlerimin oysa güneşe sözüm vardı senden, ışığından, sıcağından, korundan, yangınından, saçlarının başağından bir tutam şafak doğuracaktı gece gelsen nefesinle sarılıp, dudaklarınla gölgelesen ısırgan tenimi güneşinle sıvasan titremelerimi yıkasan gecenin çamurunu, kirini akşamdan kalma adı sen olan yıldızlarımı toplasan sarhoşluğumun kıyısından olmaz mı dağlarımda yankı yankılarımda bir uçurum çiçeği kadar yalnızım şimdi varlığın eksildikçe yokluğunda çoğalıyorum çöz gözlerimi şimdi senden ya da içinde güneş olan bir cümle kur bize, bizden üşüyorum… ilhanaşıcıtemmuzikibinonyedi |