suskunumgeceler kadar uzun ve karanlık fahişeler kadar yorgunum... gülüşleri sevişleri kadar yarım bu şehirde bu gece de kendi içimde batıp güneşin üzerine yine sensiz doğdum yar ..........titrek ve çıplak ve ben saçlarından çalıntı kızıl şafaklardan bir geceyi daha içtim gözlerinden ..........sarhoş ve kimsesiz suskunum içimde kopan fırtınalara haykıramadığım çığlıklara ve dilime demir atmış olduğum keş kelere yaşam kadar hafif ölüm kadar ağır içimdeki baharlar yanıyor hasretine kurak nefesim alev alev kanıyor gelinciklerim ve ben gözlerime bıraktığın yağmurlarda yalınayak ateşlere yürüyorum suskunum sokak sokak kurşunladığım bu şehre ve her adımında avaz avaz bağıran bu hayata denizler bile kendi sesinde boğulurken akrebin kıskacında sancılanıyor ömrüm artık ben ucuz şarapların nefesinde bir sancı savrulan rüzgarlarda kendime bile yabancıyım ve ben bu gecede ateşi öperken alnından saçıma düşen karlarda söndüreceğim yine sabahı eyyy gözleri ateş hattı yar içim gidişin kadar kış dışım dönmeyişlerine ayaz yüreğim sus pus suskunum ...............suskunluğum kadar... ilhanaşıcıhaziranikibinondört |