Zaman ve İnsan
Zaman kötü arkadaşlar,
Zaman çok kötü. Ne samimiyet kalmış yüreklerde Ne insanlık. Merhamet almış başını gitmiş, Dostluk terk edeli çok olmuş insanları. Yalan dolan sarmış etrafı. Gerçek aşkı tanımaz olmuş millet. Dillere içi boş sözcükler yerleşmiş. Kandırmışlar insanları, Gerçekten sevdiğini zannetmiş zavallılar. Biri de çıkıp dememiş ki dilindekilerden gönlünde de var mı? Nerde? Nerde o süslü sözcüklerin kalpte yeri. Hepsi boş. Bomboş bir yalan. Önemli olan dil zenginliği değil, Gönül zenginliği kardeşim. Ne gerçekten aşık kalmış, ne hakiki dost. Birbirini arkadan vuran dost olur mu? Dostunu yalnız bırakana dost denir mi? Gerçek dost dostunu geride bırakıp, geçmek için çalışır mı? İnsan sevdiği için fedakarlık yapmaz mı? Süslü sözlerin bir kıymeti yoktur. Adı romantikliktir, sonu hüsran. Asıl süs kalpte olmalı. İnsan diliyle değil, kalbiyle sevmeli. "Gerçekten" sevmeli. Sevdiğini belli etmeli. Seni seviyorum diyerek bitmemeli her şey. Dili süslü olana dost da denmez, aşk da. Gösteriştir o süslü sözler. Koca bir yalandır. Hakiki değildir, Uzun sürmez. Bunları diyenin yazdığı şiirlere bak derseniz eğer, Devam edeyim. Edebiyat dünyası başkadır, Gerçek hayat başka. İnsan yaşadığı acıları ve gerçekten hissettiği duyguları döker zaten satırlara. Gerçek olanı yazar. Yalan dolan uzaktır satırlardan. Duygu dolu şiirlerde gerçek duygular hakimdir. Edebiyat dünyası yalan nedir bilmez. Gerçek üzerine kuruludur. Az sözle çok şey anlatır. Doğrusu da budur ya zaten... Çok konuşarak boş sözlerle aldatmak yerine, Az konuşup, öz konuşmayı denesek ya. Çok konuşan çok yanılırmış Yaratılış gayemiz doğru olanı yapmaksa eğer Bize de az konuşmak yakışır. Hatalarımızın düzelmesi, Hakiki dost, gerçek aşkla geçen bir ömür ve Hep doğruyu bulmak ümidi ile... |