Hayatın kendisiKimine, sinek vızıltısı gibi gelir Kimine göre, çok sesli orkestra Kimisine de, saç yoldurur mesela! Bazen, bir annenin Bebeğine mırıldandığı ninnisine Bir şairin, bir yazarın, ressamın eserine Veya bir katilin Polisin, gardiyanın Avukatın, hakimin, sabah kahvaltısına! Ya da kocasından Dayak yiyen kadının Ağlayışına, isyanına karışır... Halbuki; Bir kuş cıvıltısı Bir kedi miyavlaması Elinden şekeri alınan Ağaçtan, koltuktan, salıncaktan düşen Haylaz, utangaç, meraklı, edepsiz bir çocuk! Gürül gürül akan dere Gökyüzü, yağmur, hortum, güneş, fırtına Ama daima bin uçurtma, yıldızların çapağına takılan. Yani; Küçük limanları Acımasızca döven, gel git akıllı, hırçın bir dalgadır ’o’... Dedim ya; Kimine, sinek vızıltısı gibi gelir Kimisine de, saç yoldurur mesela. Aslında o, Hayatın tâ kendisi. Tıpkı, trafikte kornaya basan Sabırsız şoförler Komşusunu, komşusuna çekiştiren, teyzeler Doğayı katledip, ağaçları kesen sinsiler Her metrekareyi, Konuta çeviren pintiler Kendisinden başka, kimseyi düşünmeyen cimrilerdir! Yani rengarenk giysiler Çeşit çeşit, leziz yemekler Bu liste, böyle uzayıp gider... Oysa anlatılan; İki heceden olma Ritim ile sallanıp, coşkuyla dans ettiren Nağmesine üzülüp, nakaratında güldüren Evrenselliğiyle, seçimlerimizi bütünleyen Daima aşkı, sevgiyi, merhameti, ruhlarımıza üfleyen Keyif verip, sarhoş eden Barışı, arkadaşlığı, dostluğu pekiştiren Amacından sapan şiir’in, huzurunu nakşeden, masumane bir müzikti... Adnan Bilgiç 28.07.2017 / İstanbul |
Şiirin güzelliği dizelerde kendini bulmuş...
Beğendim...
.............................................. Saygı ve Selamlar.