İz
şuramda yaralı kırlangıç gibi yaşıyorsun
uzak kentlerin dumanlı gözlerini andırıyor bana ayırdığın suskunluğun kaç hikayeden biçmişler ömrümü bilmiyorum topladım hepsini de büyüdü aynada yüzün koştum sana kızıl kubbelerden toz olup döküldüm saçlarına sessiz ressamın son rüyasından geçtim öksüz çocuğun aynada kırılan yansımasından doğdum ayın gölgemi ufaladığı yollardan geçtim de geldim gülümsedi gözlerimin içindeki çocuk kimsesizliğinin penceresine menekşeler dizdim âh, içimden biri gibi gülüyorsun sığamıyorum ruhuma göğsümün orta yerinde bağırıyor yalnızlığımın zembereği bilmiyorsun kaç gece infilâk etti sabaha beş kala aklımın zindanlarından kaçıp kalbime düştüğün zamanlar geldim sana gözbebeklerinde gördüğüm yüzümle zamanın yağmuruna şemsiye açtım çünkü bulutlar sustuğunda şiirimden yağardı yağmur o an zaman kavramı yoktu ölüm bile yoktu güneş çekmişti yorganı üstüne sadece biz vardık biz’den vazgeçip iz olduğumuz günlerden kalandık... ✒T.Y. |
göğsümün orta yerinde bağırıyor yalnızlığımın zembereği
bilmiyorsun
kaç gece infilâk etti sabaha beş kala
aklımın zindanlarından kaçıp kalbime düştüğün zamanlar
geldim sana
Duygulu ve anlamlı imgelerin dansı diyorum..
Kaleminize sağlık, saygılar sevgiler..