Bazen Kendi KendimeBen... Ne kadar büyük konuşuyorum Zaaflarım aşikarken böyle konuşmaya nasıl cür’et ediyorum . Hangi ilmime ve irfanıma itibar ederek kal eyliyorum Edep ve hikmetten Bu kadar uzakken nasıl olur da düşüncelerimi yazmaktan çekinmiyorum Kelamın kadri bilinmeden, onun sadrında hali demlemeden Tasavvur ve tefekkür ile cem etmeden cemiyetin huzuruna haya etmeden çıkıyorum Bazen Kendi kendime Bu imkan bir dünya penceresidir. Her aklın, vicdanın meramı şerh edilmelidir Enaniyet ve riyadan arınmayı destur edinmelidir. Nefsi iltifat, şan, şöhret için gayret tüketilmemelidir. Güç ve kudretin yegane sahibin rızası gözetilmelidir. Ün, şan, şöhret yolunda heba olan insanlar düşünülmelidir Bitap... Bir halde iz sürüyorum,Ruhi yorgunluğumu hissediyorum Kalbim inşiraha muhtaçken vefayı düşünüyorum içimi daraltan kalabalıklardan kurtulmak için Ali dağına tırmanıyorum Ali dağın mahzun ve vakarlı suskunluğuna kanmak için uğraşıyorum Kalabalığın içinde yaşadığım ve kaybolduğum keşmekeşliğe dönüp şöyle bir bakıyorum Alıp götüren zaman, aklımıza hitap eden kainat kitabı aşikarken neden gafleti seçtiğimizi garipsiyorum Taklit ve ezber hastalığı zihin ve sinelere sirayet ederken ve bu hal üzere tercihler yaşanırken akide ve kulluk ihlasını tahayyül ediyorum Kimileri.. Cumhurun Taktir hakkını tanımazlar Yenilgiyi hazmetmekten çok uzaklar Zan ve savlarını ispat için Avrupa mahkemelerine başvururlar Bizzat anayasal hak ve meşruiyeti bulunan yüksek seçim kuruluna baş kaldırırlar Yahu birader dur dinle biraz desen anlamazlar, ezbere dayalı hezeyan etmekten usanmazlar Cumhurun taktirini kazanmak ve yeniden hazırlanmak, bilgi ve tecrübeyi kuşanmaktan korkarlar Garip ve anlaşılmaz bir taassubiyet, hınç, hırs içinde ayrıştırmaya, zihinleri karıştırmayı kimselere bırakmazlar Mustafa Cilasun |