ZÜĞÜRTNÂME
Fakirdi fukaraydı
garipti garibandı kimsesiz yalnızdı emeğini yer içer kimseden ummazdı sigortasız çalıştı onca yıl kendi gibi bi’fakirle evlendi iki de bebeleri oldu sonra bir kaza kesildi elden ayaktan hanımı terk etti önce çoluk çocuk gittiler akrabası bilmez adresini dostu arkadaşı da olmadı askerden bir hemşerisi vardı oda ilk para işinde tokatladı kimseye hatta kendine bile güvenemez olmuştu uçan balon satan bir komşusu vardı yaz günü rüzgâr gülü de satardı ondan aldığı balonları satmaya başladı çocuk parklarında bakar bakar ağlardı içine akardı tüm derdi hasreti günde bir öğün yese dua ederdi bir pazar sabahı büyük parka vardı her zamankinden fazla balon almış iki sattıysa bir hediye etti akşama karnı doyar mıydı bilinmez sıkıldı bi’ara daraldı göğsü sıkıştı vurdu sırtını banka oturdu kaldı öyle kolu düştü sonra bir vaveyla koptu parkta çocuklar alkış tuttu uçan balonlara kimse görmedi omzuna düşen başını "yalan dünya işte" dediği duyulmadı adını bilende kalmadı garibin fakirin yoksulun garibanın derdini kim duysun bilsin! 5 Haziran 2017 İstanbul |