Yok Ki Elleri !
Canı dişinde mükellef gayretleri tanımazsın
’’Mavi’’desem,senin için sadece bir renk ’’Yakınsın,uzat!’’desem, bulutları, Avuçlayıp çarpayım yüzüme Ellerin yok! hem uzaksın,duymazsın sen... Ve acısı gündoğumuyla yeniden, Yeniden uyananların, Bilmem kaç yerinden yamalarken yüreğini, Kaç kez iğne batar ellerine... Bilmezsin,ellerin yok ki senin... Hiç,omuzlarını yere yakın hissettin mi? Bilir misin, Kaldırım taşlarının kaç adımda bir, Seni geri çektiğini? Yokluk...hem üşütüp,hem kavurdu mu? Kirpiklerinden düşen buz taneleri, Acıttı mı ellerini? Ve kibrit alevinde ısıtmaya çalıştığın... Sahi!...ellerin yok ki senin... Değil mi ki;senin adın kibir! Anlamam,niyetin,fikrin ne... Sakın ola! yoluma,gölgeme... Düşmeye gör! düşüme bile... Kimbilir... Hangi gülleri, kokularından caydırdın, Hangi papatyalar rakımlarında dondu, Ve hangi lodoslarla ekledin kendine, Kimleri...kimbilir... Lügatımdan sileli yıllar oldu... Sırf sana yazıldılar diye kapattım, Okumaya başladığım sayfaları İlk satırda sen çıktın karşıma İnsanlar, sen olmaya mecbur muydu? Of...of! yine yaralarımı deşmektesiniz, Tevazu göllerinde buruşan ellerim Sevgiyle uzanmaktan yüksünmediniz Şimdi en zor yerdesiniz, belli... ’’Uzanın’’diyorum’’balçıkta batmakta kibir!’’ Sahi! onun burnu var,yoktu ki elleri... Özlem Pala |