ZÜLFÜNEŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Şu cemâlini süsleyen saçının teli var ya, onu yolan tarağın dişlerine düşmanım bilesin.
Kul Figani
Ben yâre mülteci, yâr da iltica,
Değme tarak değme, yarin zülfüne. İster kıskandım say, istersen rica, Değme tarak değme, yârin zülfüne. Yâr zülfü tararım, gözüm feriyle, Yuyup arıtırım, sinem teriyle, Razıyım idama bin bir teliyle, Değme tarak değme ,yârin zülfüne. Elimle kıymadım, gözümle ördüm, Gözüm nazar diye, özümle gördüm, Omzun yorar diye, ikiye böldüm, Değme tarak değme, yârin zülfüne. Yıkılsın bir yana ,kaşın üstüne, Dökülsün telleri, döşün üstüne, Karışsın sevdamda, aşın üstüne, Değme tarak değme, yârin zülfüne. Allı turnam yâre, haberim salsın İstemem tarasın, dağınık kalsın. Belikler idamda canımı alsın, Değme tarak değme, yârin zülfüne. Ağartsa da yıllar, vurmasın kına, Kıskanırım boya sürmesin suna, Fil dişinden olsan, istemem yine, Değme tarak değme, yârin zülfüne. Kesmesin yâr saçı, topuğa değsin, Sırma teli gören, başını eğsin. Aynalar,makaslar nazarı boğsun, Değme tarak değme, yârin zülfüne. Kudret kınasından rengini almış, Sarılmış sineye, yerini bulmuş. Sana ne telleri kördüğüm olmuş? Değme tarak değme, yârin zülfüne. Her teli meltemde, binbir türküdür, Yârimin başında, peri kürküdür, Zülfü Figani’ye, sevda sarkıtır, Değme tarak değme, yârin zülfüne. Kul Figani (Erdem GÜMÜŞ) Özbekistan |
Gözüm nazar diye, özümle gördüm,
Omzun yorar diye, ikiye böldüm,
Değme tarak değme, yârin zülfüne.
Cox yaxşidi.Hörmətlə!