ŞEHİR EFSANELERİ...Sivri dikenleri göğün tebessüm etti: Koptu yaygara akşamüstü, İsin nemi, aç kurdun laneti: Döşendi yol, Yatak döşek hanidir mahremin kerameti. Akılsızca tünedi insan, Kırık dalların hezeyanı örtüledi hüznü, Kifayetsizlik başım gözüm üstü Bir kelamda sırıtan şiirden arakladığım Artık hangi dize ise, Yine muteber bir teyakkuz şairin demi. Hamdolsun, demezken Sığındığımız yer gök mü yoksa biz mi Çıkarken isyanlarımız arş-ı alaya? Hâşâ, demektense ölen iblisin, Kaynadıkça derinde nefsin aczi yeti. Karadan mütevellit bir kanaviçe; Selamdan ırak olur mu andığım her sure? Kıblemde yorgan döşek, Titrimde yoksun kılındığım Dost kılıklı safi zihniyet. Anlatsam derdimi, dermanım hani nerde? Taşıma suyuyla yaşatıyorum ilah aşklarımı, Sehven ihanet, diyenlere inat Köreliyorum ölümün dingininde bir de Rahleye kuruluyor benliğim; Ellerimde is, kerameti nefsin ve O arsız fısıltılar; Boyalı kadınlar ürüyor Aklımın üryan köşelerinde; Boyutlarımı boyuyorum Gökkuşağından arakladığım dingin tebessümlerle. Kalıbının adamı hangi teranede gizlenmiş? Hangi sureyi ezberlememiş de kurda kuşa yem olmuş Ölü kadın? Hangi çocuğu kilitlemiş körelmiş vicdan? Sazında ilham şairin; Kambersiz düğün misali Edimi yürek burkan onca isyan Yine aşka delalet şiir başlarında Kılıfına geçirilmiş şehir efsaneleri. |
Şiirinizi çok beğendim…
………………………….. Saygı ve Selamlar