Zaman kabı
Duvarda durur da durur
Şehrin en koyu tonu Ankara gibi soğuk Ankara gibikuru Doğum suyu kadar duru Gözler arkasından fışkıran Dümdüz bir ovada kayar Başı dik ulu dağlar Dinlenirken zamansız Saçlarında yıldızlar Açılıyor bir kara delik Tüm anları durduran Bir kare dört köşedir Fare olsan ne yazar Alan mı çevre mi Veren mi verem mi Ciğerim beni yakar İzmir gülse ne yazar Güneşin koynundan Bir kulaç kaz bakalım Ne çıkar altından Anda duruyor özlüyorum Uzandıkça kısalıyorum İstanbul’u dinliyorum Doğum suyum kanlı Ah ulan ah zaman kabı Ah ulan ah hayal kasabı Ya söküp alacağım seni Ya sökeceğim bu gözleri |