Neden özlüyorum
Öyle özlüyorum ki seni
Dudaklarım mat sarı Her aynaya bakışımda Köşelerde böcekler yuvalanır Her aynaya bakışım Seni düşürür yorgun izlerim üstüne Bir ölü evi bulamadım henüz Tabutlar düşündüğümden daha pembe çok özledim seni, yıl olmuş bilmem kaç zamana mecbur oluşun acziyetindeyim hadi ne olur, oradan bir votka aç temmuz güneşim soğumakta ocakta alkol demlemeliyim neredeyse bir şey kalmadı yalın gerçeğe neredeyse yolun en başındayım, ne güzel! santim santim ölçtüm aşka uzanan dudakları kanması artık pek zor, tuzsuz bir denize Acı, tatlı bir kimsesizlikle yoğuruyor beni Senden bilmem kaç kilometre uzakta Sokak satıcılarının çığlıkları ile uyanıyorum Işığı sönmeden kapıma düşen yıldızlara Ateşli çocuklardan daha çok kızıyorum Çok sağlam bir küfür yedim mideme Ellerim bedenimi taşıma telaşında Bir bakıyorum tophanedeyim Bir bakıyorum senin yanında Sonra birden kabarıyor deniz ulus meydanında Sonra bir bakıyorum ki şekilsiz çirkin ellerin beş para etmez koynumda Çok özledim seni, özlemlere dair her şiir bir mezar taşı aslında Neden özlüyorum derken bir köşe başında pinekliyorum Pis bir zehri salmak için damarlarıma Bir karış gittim hepsi bu sadece Bin metre sonra özüm şahsına münhasır bir perde Atamadığım her adıma bir şiir yazılmalı aslında Köhne kalmamalı ucuz canlar pazarında... |