şehriyar
Şamil bir hüznü yudumlanır şehrabatta
Sokaklar sıcak ,çok sıcak lakin Yürekte kurumayan nemdir temayül kerahat sessizliği ve karartılar anne tozu,erime seansları ve inabe yangınları Belki vaktin muğlaklığı Belki de çıkmaz sokaklar Ve martılar kente hiç uğramayan martılar Güzel günler yakınlığına ümit Alev kucaklamak gibi hâr Çocuk masumluğunda beklenir bahar Şimdi vazgeçilmişlerin kara kaplı defterinde liste başında demli çay ,simit ,beyaz peynir Ey şehriyar (kimileri İstanbul demekte sana) mesafelerde amansızlık var Kıvanç arşivlerinde huzur Entropisini yitirmekle övünen semtler Eylemsizliğin kaçınılmazlığına direnen bahtiyarlar Ev yoksa kıldan çadırlar ararlar Coğrafyaların en amansız sınırlarında Yine yarım Yine biraz Yine nısf.. Böyle kalsın,hüznümüz gibi... Farzımuhal |
belli ki şairin dili mahir, dağarcığı zengin.
güzel tabirlerle uzun uzun işlenmiş bir şehir betimlemesi; fakat şiir ne diyor sonra?
mevcudu hiç küçültmeden, dahası olmalıydı diyebilirim yalnız: ardı ardına dizilen betimleme cümlelerinin ötesinde, şiir ne diyor bize, ne demeli?