SUSKUN AHUZARSadece seni sarmak adına, uzanan ellerin. Boşlukta savaşına şahit olurken gözlerim. Ve tırpanlanan geceye yoldaş olurken bedenim. Ve ne kadar varsa işte, duraksız ve kafiyesiz, Ve tüm duygularım, yürek közümde kalınca yanık, Yağmadan arta kalmış tüm vezinlerime küskünüm artık! Ve aldırmadan cinaslı tüm mısralarıma Ve aldırmadan yırtılan ak kağıtlara, Ve aldırmadan kuruyan mürekkebe. Ve üşüyen envara, Ve aldırmadan başımda titreyen esrara Ve aldırmadan asırlık uykusuna bürünen sabaha, Ve aldırmadan ağıtlara düşen gözyaşlarına. Sadece seni yazmak adına. Ve sadece sana... Sustum bu gece! Geceyi dinlerken,suskun ve sakin, İnce ve asi bir poyrazın esaretindeydim. Parkamda çamuru asfaltsız yolların, Ve dilimde sessizliği eskimiş asude bir zamanın. Meta bir zaman işte, Fizik ötesi bir ruhun son çırpınışı. Hiç kulaklarımdan gitmez ki gülüm, Gecenin maviden yana ağlayışı. Garip ama nedendir? Nedendir dilinde hep aynı tiryaklı hece? Kimden düştü sazıma ağıt kokan o mızraklı tezene? Sızar sol göğsümden içeri, Haykıran “Hu” “Hu” ların buğusu. Lakin hangi derdin karşılığıdır, Göğsümde atan yanın korkusu. Şimdi ben aldırmadan ak ruhumdaki kirli lekeye Ve ben sadece seni yazmak adına, Ve sadece sana... Sustum bu gece! Adımlar okyanus, ıslanan kirpiklerim. İnce bir andı sadece,geceye devşirdiklerim. Gözbebeğindeki ak, yakamozlarımdı. Ve yanağına süzülen her zerre ahuzarımdı. Şimdi yazık...yakamozlar titrek ve narin. Kokun sinmişken ruhuma, kimdeydi ki bu vebalin. Lal olan bir dilin, Peltesinde ölürken tümceler, Aldırma! Sıcaklığımda volta vursun heceler. Git ve gel! Dilimdeki yol bu kadar. Ağzımdaki tad; sadece ölene kadar. Safran rengi; coşkun halinde bu ölen dirinin, Sessiz bir donukluk bu notasız senfoninin. Şimdi ben aldırmadan tarihimdeki bu tekerrüre, Ve ben seni yazmak adına, Ve sadece sana... Susuyorum bu gece! Bıraktım,emziğinde hüzün kaldı gecenin. Sarı saçlarıyla bir yıldız düştü can evime. Kalan hangimizdi kırk aba altında üryan. Ve hangimizdi, Dudakları yeni çatlamış,bir denizin yüreğinde yanan. Islah olmaz bir zamandan geçti tüm kelamın, Lugatımda tanımsız binlerce imge. Virgülünde güller,noktasında ölüm! Dilime ansızın bağlanandı kördüğüm. Yürek dokuması bir şaldı; gök kubbeye serdiğimiz, Ve bir bebeğin ağlayışıydı körpe seraplarda izimiz. Bu kaçıncı kaçışıydı rüzgarın, Ses vermeden burudetine zemherinin. Bu kaçıncı yanışıdır yangınların, Aldanarak hararetine yüreğimin. Şimdi ben aldırmadan kor alevler yol bulurken bedenimde, Ve ben seni yazmak adına, Ve sadece sana... Susuyorum bu gece. Engin Badem -acemi şair- -2005- |
Sarı saçlarıyla bir yıldız düştü can evime.
Kalan hangimizdi kırk aba altında üryan.
Ve hangimizdi,
Dudakları yeni çatlamış,bir denizin yüreğinde yanan.
Islah olmaz bir zamandan geçti tüm kelamın,
Lugatımda tanımsız binlerce imge.
Virgülünde güller,noktasında ölüm!
Dilime ansızın bağlanandı kördüğüm.
Yürek dokuması bir şaldı; gök kubbeye serdiğimiz,
Ve bir bebeğin ağlayışıydı körpe seraplarda izimiz.
Bu kaçıncı kaçışıydı rüzgarın,
Ses vermeden burudetine zemherinin.
Bu kaçıncı yanışıdır yangınların,
Aldanarak hararetine yüreğimin.
Şimdi ben aldırmadan kor alevler yol bulurken bedenimde,
Ve ben seni yazmak adına,
Ve sadece sana... Susuyorum bu gece.
kutlarım