Ağaç DestanıYıllarca bekledim merhamet eli, Vuslata erince toprağa döndüm. Gagasında bir kuş güldürdü beni, Kabuğu kırarak yaprağa döndüm. Bulut sağılarak can verdi bana, Yavaşça su içtim hem kana kana, Her varlık şüphesiz çeker aslına, İnceden kök salıp saçağa döndüm. Kokusuna can katarak eğildim, Boş kalınca hicabımdan dağıldım, Sallanarak bebeklerle sevildim, Körpe yavrulara beşiğe döndüm. Uzun dallarımı kesip yonttular, Vakit geldi gırtlağımdan tuttular, Ağırlıkla yaylandırıp attılar, Kazma, kürek, yaba tırmığa döndüm. Dilimleyip doğradılar, kestiler, Çivileyip her yanımdan astılar, Yere serip can özüme bastılar, Şekil değiştirip kıymığa döndüm. Derinlere yapışkanlar akıştı, Zerrelerim ıslanarak sıkıştı, Parçalarım preslenip yapıştı. Dolaba, masaya gökçeğe döndüm. Maharetle enli ince dildiler, Yanlarıma koca deri gerdiler, Zevklenerek acımasız vurdular, Ortada dolaşan köçeğe döndüm. Matkap alıp ta gövdemi yardılar, Nazikçe okşayıp iple sardılar, Özlerime türlü desen verdiler, Müminde mihraba maşuka döndüm. Tekne oldum hamur kardı gelinler, Çok ayağı okşuyordu nalınlar, Yüz sürmeye koştu çoğu alınlar, Bazen unutulup balçığa döndüm. Özenle seçerek göğsüm oydular, En üstüne bir kafesi koydular, Tel bağlayıp akustiği duydular, Ahenge bürünüp aşığa döndüm. Ayırdılar eklediler yan yana, Sürükleyip bıraktılar meydana, Kapı açtım milyonlarca insana, Ayaklar altında eşiğe döndüm. Uç kısmımdan ısıtarak büktüler, Üzerime hüzün ile çöktüler, Can havliyle duaları döktüler, Yaşlı bedenlerde ışığa döndüm. Bir baltanın darbesiyle sarsıldım, İnsanların hırslarıyla eksildim, Susuz mevsimlerde soldum, kasıldım, Yönümü sobaya, ocağa döndüm. Cinslerimi her tarafa dizdiler, Yamacımdan endamımı süzdüler, Keyif için yüzyılları bozdular, Kibrit aleviyle ateşe döndüm. |