ZAMANIN ESKİMEYEN BİR DİLİMİNDE!...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ... Şiire hikaye olsun niyetine :
...VE GELİR GEÇER ZAMAN!.. Bilmezsin ki yıllarım, bir bir nasıl tükendi Omuzlarım eğildi, bak yaşlandım sevdiğim Gördüm ki bu ayrılık, umudumu da yendi Her günün ateşinde sensiz yandım sevdiğim… Hatırlar mısın; gençtim, deli taylar gibiydim Uçardım yollarına seni göreyim diye Ben, yanağındaki o gül tahtın sahibiydim Koşardım gülüşüne bir kez ereyim diye… Saçlarının her teli, özlemimde saklıdır Hangi sitemim sana ulaştı ki sevdiğim Gözlerin neden bana dünyada yasaklıdır Kaç seven sevdiğine kavuştu ki sevdiğim… ... M.E.D...Temmuz 2015.. İstanbul... Bazı anlar ölümsüzdür, gülümsemen gibi... Dilimde pas tutmaya meyyal vuslat hecesi, Umut; seferi gönlün, esrarlı ikliminde... Gördüğüm, görmediğimin melal penceresi, Zamanın eskimeyen puslu bir diliminde!... Yamaç yamaç savrulup dönersin hep geriye, Devası bulunmayan yaraların açılır. Senden bir parça olur, alışırsın sızıya, Hatıralar an be an dört bir yana saçılır!... Yanındasın her daim unutamadığının Mekanlar ötesidir, ruha hapsolmayanlar. Sırrına erilince o mazi çerağının, Gülümser uzaklardan, asla kaybolmayanlar!... Gözlerinde bıraktım, gittiğim gün hasreti Seninleyken aldığım her nefes bende kaldı. Senin uzaklığında yaşadım ben gurbeti, Bütün özlemlerim o gülden gamzende kaldı!... Daha acı çalınır yürekte susmayan ney, Senden kalan tebessüm yanağıma konarken... Elbet bir gün tükenir, hayat dediğimiz şey, Ebedi bir visalin arzusuyla yanarken!... ... ...Mürsel Emre Doğan, 28 Mart 2015 Cumartesi, 12 suları...Çanakkale... |