Yol
Yol...
Koşturup duranlar kim böyle nefes nefese Dur yolcu biraz dinlen kulak ver ki o sese Görmeden geçme dağı bu yer sultan otağı Yolun güzel bir yoldur nasip olmaz herkese Yanından geçip giden nehirlere de bir bak Sen yola çıkmaz isen bekleme atmaz şafak Aç gözünü iyi bak bir yanın deniz derya Dağdan akan şelale sol yanında bir ırmak Bu yolu yürüdükçe her mevsimi yaşarsın Güneş vurur toprağa sen bendinden aşarsın Önünden gelip geçer bir yazın dönencesi Gidersen o ülkeye bilki orda hünkârsın Bitmez sen yürüdükçe dağlar ovalar yollar Gök yüzü cıvıl cıvıl hem yeşil hem mavi var Bildiğin yolda yürü menzilinden hiç şaşma Bilemezsin nerede nerede bir tuzak var Bir yanın çakıl taşı bir yanın mayın dolu Bir yanında yangın var bir yanın gül kokulu Sen güneşi takip et karanlıktan uzak dur Karanlığa dalmazsan budur dervişin yolu Tarlalar çiçeklenmiş topraksa böceklenmiş Yağmuru vermiş hüdâ toprak bereketlenmiş Sen hakkın yolundasın payına düşer cemre Bürünmüş yedi renge gök bile neşelenmiş Bir kapı açılacak menzilinden şaşmazsan Günlük güneşlik yolun başka yola sapmazsan Dön kendi ekseninde kurtulup masivadan Tutup verdiğin sözü beri kal sen riyadan 27/Mart/2010/cumartesi Yüksel Nimet Apel |