kehanetler
başlarken
elle tutulmaz somutluklar arasındayız iyinin anaç kucağında savruluyor henüzler henüz, bir acaip zaman dilimi olacakları ikimiz de biliyoruz kendini gerçekleştiren kehanetler kök atıyor benim kahinim sen senin kılavuzun ben başka bir şehirde başka olabilirdik ilk tanımanın büründüğü açıklar kimliğimizde birbirimizi yanlış yerlerden tuttuk masum kararsızlıkların bulanığında tren geçşeydi sana ilk nefretimin tomurcuklandığı hafta anlamsızca raylardan bi ermişle kesişseydi yolum ya da esrarkeşin hüznüyle hayata bu kadar daralmazdı dehlizlerim biteviye tekrarlayan suskunluklar ağıttı doldurulamayan boşluklara boşluklar boşluklarımızı sararak sesi yankılaştırdı tekrarlarını dinledik gaflet uykularına dalarak herşey olmanın sancısı sardı hiçliğimizi boşluklar girince aralara boşluklardan birbirimizin duvarlarında yankılandık gittikçe uzaklaştı ses kehanetler hızla sağlandı kötünün vamp gülüşündeyiz şimdi kahini olduk eksiltilmiş yazgımızın başka şehirler olmadı başka bizler de düşürdük yanlış kavranmış eklemlerimizden uçuruma başladığımız kişiyi henüz henüz erken elle tutulur sızılarımız var şimdi biterken |