SOLUĞUNDAN UZAKTA
öyle sevmişim ki seni
adın şurama işlemiş, üstelik ne çok harf varmış adında taşır görkemli şarkılar her kelimede yüreğimi sana. bir ev unutmuşsun uzaklar da, karanlığın ucunda öylece duruyor, zambakları hala kuru, solgun karanfiller kucak açmış susuzluğa, onlar da durgun ben gibi. kalabalık bir sessizlik orta yerde, ve çıplak teniyle bir ay ışığı vuruyor ki sorma gitsin, işte ölüyorum o vakit. bilen bilir, olağanca bir akşam vaktidir her vakit, ve karanlığın yasa dışı önderi gözlerin sığındığında ay ışığının çıplak tenine usulca dağılır giderim uzaklara işte o vakit. ve her yerde akrebi düşmüşken saatin yazma demiştim bizimle ilgili olanları duvarlara, bir de ayak izlerini unutmuşsun ki siyahtan koyu renkleriyle, dolanıp duruyor daracık odamda, uzaklara bir bakışın vardı ya, onlar da asılı kalmış camlarda. gören bilir, kumral bir gökyüzü salınır ya bir an da ortalığa, üstelik daracık oda, ağılı bir sancı sızar alnıma, tutunacak yer bulamayan gözlerim sığındığında uyku aralığına, işte o vakit bir kez olsun gel üstelik çalmadan kapıyı ne varsa senden kalan al ve git herşey boynu bükük duruyor soluğundan uzakta, işte vakit, o vakit.. |