OkunmalıydıEzan hiç susmamalıydı Onu okuyan vecdine kanarak yanmalıydı Bir inşirah ve iştiyak içinde akıllara ibret bırakmalıydı Alışa gelmişin dışında, teganni ye bulaşmadan sunulmalıydı Hafız veya hoca kelamı kadirin lisanına müdrik olarak okumaya başlamalıydı Onun dört başı mamur hikayesini ruhunda, gönlünde hissederek okumanın feyzini yaşatmalıydı Ezanı yasaklayan veya onun okunmasına tahammülü kalmayan her kimse kulaklarını kapatsa bile vicdanını karatmamalıydı Ben... Ahu gözü neyleyim Şuuru olmayan akla mı kefilim Her yanda salkım saçak dolaşan edepsize ne deyim Neyzenin segah ve hüseyni makamında üflediği besteleri dinleyim Bestekar ve hoca olan Rakım Erkutlunun bir birinden güzel bestelerini şerh edeyim Nedir bu hüznü, hicranı, sitemi, aşka, sevdaya olan kelamı bir hoş seda olarak terennüm ederek nefesleneyim Benim... Ruhum için Ne Şirinsin, ne de Aslı Bir bak perişan halim ne kadar zavallı Ruhu kanatlandıran marifettir, hikmettir ey yabancı İrfan, ihlas olmazsa bir dimağda, hakikat ve hak ona ne kadar yabancı Ne saki ve ne de hancı, baki değildir hiç bir arzu,fani için adanan her akıl ve irade ancak kendine kendine kıyar ey avutan falcı Yine... Susmuş geceler Her manzuma anlam katar heceler Ah boğazda düğümlenen, sır olan kelimeler Bir ömrün kitabını yazdıran sevinçler, hüzünler, dertler Ey ruhuma ağyar olan kimseler, göçüp gidiyor bak kimsesizler Mustafa Cilasun |