UZUN UZUN AĞLADIM
(acıdan muaf bir cümle kurulamıyor artık)
Uzun uzun ağladım yüzüme baktıkça Üzerime sinen çaresizliğin küflü kokusu Yüzüme değdikçe,uzun uzun ağladım. Yapmaktan en nefret ettiğim şeyi yaparak, Kendime acıdım. Yalnız kalmış herkes kadar değil Herkesten daha çok acıttım canımı Ve herkesten daha az teselli ettim yarınlarımı. Kuruttuğum güllere intihar etmeyi öğrettim Onlara tek kişilik bir balkonun kimsesizliğini anlattım Onlar öldükçe dikenleri avucumda sakladım Kanıyordu avucumda ayrılık. Uzun uzun ağladım kaldırımda yatan güllere Uzun uzun kendimi aşağıya attım. Yapmaktan en nefret ettiğim şeyi yaptım Kendime acıdım. Nakaratı olmayan şarkıları hatırlamaya çalıştım Onların sahipsizliğine sarılıp kendimi yeniden kanatacaktım. Ezberim bozuk bir plak gibi uğulduyordu. Tanrım dedim çocukluğumu olsun bağışla bana Onu kirletmeme izin verme Tanrıyla konuşurken çocukluğumun ellerinden tuttum Tanrıyla konuşurken çocukluğumun dizlerini kanattım. Bayram sabahının telaşı içinde Ayakları çıplak bir çocuğun yüzü değdi içime İçim kıyametti tam da o an da Uzun uzun ağladım içimdeki cehenneme Uzun uzun tanrının bir balkondan düşüşünü izledim Tanrım dedim,tanrım kalk düştüğün yerden Kalk ve arındır beni içimdeki cinnetten Sonra kendimden Sonra kendinden Tanrım çok canım yanıyor. Uzun uzun ağladım Yapmaktan nefret ettiğim şeyi yaparak Kendime acıdım. Uzun uzun çocukluğumu seyrettim Sonra bir balkondan düşüşünü… Necla Bektaş |
................................................... Saygı ve Selamlar...