Göçebe Gönlün
Daldan dala atlarken, hiç yorulmak bilmedi
Can yaktıkça uslanmaz, arsız göçebe gönlün Ardında bıraktığı, izlerini silmedi Şimdi kaldı ortada, yarsız göçebe gönlün Selinde sürüklerken, feleğimi şaşırdım Öyle çok yüklendi ki, dolan sabrı taşırdım Yakından zarar verdi, uzağıma aşırdım Kala kaldı yapyalnız, karsız göçebe gönlün Yüz bin defa söyledim, dilimde tüy kalmadı Yapıştığı yakamı, sal dedikçe salmadı Deli divane oldu, yinede ders almadı Nice kalpleri yaktı, harsız göçebe gönlün Birazcık ümit görse, hemen takar koluna Parçaladıkça kalbi, acı verir soluna Aklı gelmezken başa, devam eder yoluna Mola bile vermez hiç, garsız göçebe gönlün Gece gündüz demeden, gider aşkın peşinden Kara kışta üşümez, sanki vücut meşinden Nasihat almaz olmuş, ne dost ne de eşinden Sevdayla oyun oynar, zarsız göçebe gönlün Nesrin Önem 26 03 2017 Tekirdağ |