Bir AdamBir... Adam Bir kadın vardı sinemde Siz onları hiç bilmeseniz de Dinlerdim onları sessizce, hicran vakitlerinde Garip bir hüzün kuşatırdı yüreğimi onlara yardım edemeyince Yüzlerinde gördüğüm endişeyi, telaşı, feda olmaya hazır sevdayı içimde hissedince Lakin ne çare, zihinlere zan, ön yargılar hükmedince, konuşmak, anlatmak bile tutsaktır karanlığın yelpazesinde Onu... Yormuştun Masum nazarları öksüz bırakmıştın En samimi ve naif hissiyatına sahip çıkmamıştın Oysa ki ne kadar zararsızdım, umutlarımda açmayı bekleyen zamandın Bir nazarın, uzaklardan geçip giderken içimi kabartan duyguların masumiyetine inanmamıştın Ben senin gölgene, akseden ülfetine, içime serinlik zerk eden suhuletine çaresiz gönül bağlamıştım Fakat sen onu yormuş ve mahzun sevgiyi biçare bırakmıştın, bir gün olsun karşına çıkamadım, sana ait olan dünyada ben yapayalnızdım Düşlerimde... Fırtınalar ayaklanmıştı Nereye baksam derin bir hüzün vardı Her can çare adına gözlerime bakıyor, umut arıyorlardı Yıkılan, savrulan, kaybolan, insanı her bakımdan aciz bırakan zaman karşımızdaydı Şakaklardan boşalan ter, içimizi ürperten el, derin uykuda habersizce yakalayan fer yanımızdaydı İçimde... Yaşayan bir dünya vardı Sessiz zamandı, sahneler sanki hazandı Kimi ukdeler gözlerime bakardı, artık arzular çaresiz yolculardı Garip bir dram heyecanımı artırdı, gözleri yaşlı bir adam koşarak bana sarıldı Onda benim bilmediğim ne vardı, içimde düğümlenen sualler yetim bırakıldı, sinemde hissedilen bir sürur ne büyük armağandı Mustafa Cilasun |