Prematüre SevdaŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Ayın bir yüzü gibi...
Karanlık bir dönem... Ama güneş hep doğar. Bir kez kınından çekilmişti şimşek: Göğün Sezaryen yırtıkları teyellenemedi öfke dikişleriyle. Yeminli mahir hekimler el süremedi sana. Zembili bol gök kafenin kümülüs koltuklarında Tanrıların geçmesini bekledik çok kardeş çok kez. Kadife sabırlı delikanlıydın serada: Hiç olmazsa örtselerdi üstünü, titretmeseydi hüzün. İlkin: Bütün mevzilerini pekiştirmelisin gönül; "Yaşama görevinde özenin rolü" başucu kitabının yalnızca son sözüne sigara külü dökme hakkın var. Sonra: İyi uykular size. Düşünüzün sinyal efekti Ey güzellik! olsun. Zemheri Krallığının dert topu hüzün çığıdır artık: Sığılır mı o ağlayan koyaklara? Gün batar, hayallerim yakar kamp ateşini. Gölgelerle yarışırken Kurşun üstüne binmiş sabırsız bir yolcuyum gün sarısına. İnsansılar!... ’Yukarıya doğru sorumluluk Aşağıya doğru Otorite”nin kimliksiz sahipleri sizi... Bir gözünüz keşfedilmemiş yıldızlarla oynaşırken bir gözünüzde ayağa bakmanın utangaç pişmanlık yasaları, sizi mahallenin delisi eyler. ’Bastığı yerde ot bitmeyen Cengiz Kavminin çocukları’!... Her yağmurda bir kez ıslatacak mektuplarım sizi. Bir kez olsun görüş günü yerine sayın beni. Her ihanet ertesini pazarlardan bile çok sevmeye alıştım sizin için. Niyeti yaslanmaksa omuzlarıma bir tomurcuk sarhoş olsun. Bir yaprak dil çıkarsın benim gülmemse istenen. Uyandırmaksa muradı beni bir nota dipsiz kuyuya düşsün. Bulutlara saplansın bir porte. Şimdi, Ne belalar okuyayım ben size? İdiot ebelerin doğurttuğu prematüre sevdalar baş belanız olsun, utancını bir kaç yaşam taşıyın. Soğana yatırsınlar parfümlü düşlerinizi. Saçınız çekilip işe yarasın asma köprü halatlarında. Yazık kere yazık! Yüz deriniz gergeflerde gerili. |