UFKUMDA HAZAN...
Gönülsüz matemi yüreğin;
Göreceli aşkların da saadeti Yine ufkumda hazan, Öncemde yangın, Yarınımda sorgu sual belki de Öteleyen haris cümlelerin ihtirası Yine muteber bir imde terk edilmişliği şiirin. Kıyısından köşesinden mahrem bir önyargı yüklenip, Gözü pek bir özne muvaffakiyetinde o sancılı devinim Bir de aklı evvel ruhumun sabrına delalet Edindiğimdense eremediğim; Görmelerden kaçıp duymayı reddettiğim Hayli de yoksun bir kelamda tünemeyi adet edindiğim, Demediklerime sakıncalı bir iklim kadar Sahip çıkan şu kifayetsiz yalanları hanidir Devrandan uzak bir yanılsama mıyım da yoksa Hani çıkmadık candan kesmemişken umudu? Bir de kaybolmaların haznesinde yanılmışlığım: Kara kaplı kitabın son sayfası Bilmeseydim keşke yarına çıkmaz bir hecede Bir başıma kala kalmışlığımı. Sandıkta dolu ne çok kayıp gölge, Sahipsizliğin bir sunumu mu yoksa Edindiğim bu garip lehçe? Bir de dingin bir yüreğe duyduğum özlem; Kıyısından köşesinden nasiplenip de Asla haiz olmayacağımın bilincinde Kıvrak bir şarkı mıyım da kaybettiğim mutluluğu Kayıt altına aldı Tanrı? Bir de sınır dışı edilmişliği şu garip kulun, Sandıklarına toz konduramazken, Demelerin dur durak bilmeyen isyanları, Gönülsüz olsam da yaşamaya, Eşiğinde ölümün bir de Arsız yetilerimin kapılmışken rehavetine. Sancısı mı ölümün de doğmaları hep özümsedim? Yana yakıla ahkâm kesenlere inat Şu sefil sayfada şakıyan iç sesin Bilfiil kayıtsızlığı yine terk edilmişliğin şeceresi, Bir de korunaklı dünyamın ön-sözü, Kayıp kıtalardan kopup da geldim, Kavuşmayı için için dilediğim… |