Ay
Dağlara iz d/üşürmüş ay
Geçmişin kirleri sis olup küsmüş Dağlıyı diz boyu ot bürümüş Baba benim meskenim dağlardır Bozmasın büyüsünü geç saatte Ay silinip dursun der saadette Doldurup kederi terk edilmiş bir tabağa Sundum açlığını yatıştıran Karanlığa Şavkıyor mısır püsküllü ay Çocuk kundağıma sinsice Tiz bakir duman ki nefesim Karın eritir toprak damların Saçağında uyusun diye serçeler Coşar kara/denizle isyankâr şehir hatları İstanbul’a ağır aksak işçileri taşır vapurlar Kardeş dinlerin tapınağı Ayasofya Nasıl da gülümser ışığında Ayın |