Naif (kadınlar günü)
"Belki yaslanırdın bana mahpusta duvar olsaydım"
Zindan ve varlığın keşmekeş fırtınası Gecenin güneşi yutması gibi bir şey Çileyle karılmış ellerinin kınası Sabır öykülerine dibace direncin Kifayetsiz ağıtlar sırlasam da sana Dilruba’nın masum gözleri çekik Yazılmamış bir şiirin finali gibisin hep yarım ,hep eksik Neler umut etmiştin oysa Koparılırken hoyrat pençelerle dalından Yaşadığın travma ,faili meşhur Kansız bir Holokost’un Gün ışığına çıkarılmış parçası Her gece düşlerine sokulur Üzülme damenine çamur bulaşmaz, lakin Direndiğin kadar özgürsün , pseudo kasırgalara Sana eza yakışmıyor karanfil narin ayaklarının altından yerküreyi çekmeye azimli mücessem ego artıklarının Sükutuna işaret fişeğidir , gözlerinden zemine akan İki damla gözyaşı üç beş damla kan Zalimin ölüm döşeğidir.. Bu figan... /Sana müjde verilmez, bir muştudur varlığın Ümit bir pınar olup olup çağlasın kulağında Yahut muzip bir gamze parlasın yanağında Sana bir sır vereyim Işık koridorun epsilon komşuluğunda./ |
Hiç tükenmeyecek ezilmeler emin ol şair.