-siyah kelebek....
kırılıyor zerre
sucu yok ağıtların derin acının soğuk kanlı haykırıslarını soluk soluğa ciğerin dolu isyanları yaşamdan son dakkaları ensemde hissediyorum aklım almıyor ,kafamda zoklamalar damarlarımda cürük yanığı , hayat dar ve siyah dumanlar yükseliyor kader diyorum ,,,olamaz böyle yapmaz , zülümün adsız fazlalıkları , , , yüreğinde kalan kırıklar yüzünde cizik ahlar korkular sarmış ,mevsimini kaybetmiş duygular akıl yorgun , kalp hasta ,vucut erimiş dilimlenmiş bütün güzel umutları hırpalanmış mavi gökyüzü, sevgisinin kanatları cekilmiş vurulmuş omuzlarına kaldıramacağı acıtmalar örselenmiş bir hiç gibi terk edilmiş sanki herkez öcünü almış değersiz biri gibi kapı dışarı örtülmüş can yazgısı , , , yağmur yağmamıs o gün gözlerinin yaşında boğulmaklı sanki,, bir gece bir de gündüzleri şait ruhu ise delik desik,darma dağın yatak sanki bütün hüzünler onu vurmuş düşürmüş neşeşini, kimsessizliği bile acımamış eğilmiş ince boynu kimse kaldıramamış acıyan ağrılarını ,bulutlarda beyaz ummus oysaki karanlığa gömülmüş siyah kelebek yıllarının bosluğu saclarında berirmiş , , , catlamış kışı ,donmuş yazı akmış kalpinin hükümsüz emliyeti canı gibi özgür olan güven camları tek tek incilmiş kırılmıs onur yaşı ve kendine kücülmüş adı ellerinde cürümüş yanılgı payı erimiş gözyası bakır gümüş süzülmüş elbisilerinin renglerine hüzün sinmiş alaca günlerden zamanı düşürmüş ve sesizce özgürlüğüne kanat acmış yaklasıyor simdi düş mevsimlerine artık acıtmıyor ,icindeki kurum lekesi... , , , |