Gün Aydıran
susmanı sevmiyorum, sen susunca gök acıyor
kuş uykuları, dut gibi yalnız bıkmadın mı bu delinmez karanlıktan ağzında gevelediğin yıldızlar bir hicretin telaşı parıldayan sessizlik ayrılığa mihman böylesi kuzgun gecede gözlerin sebep değilse ne becerdi bu köpüklü laciverdi öyle gülme gün bile değil ahmak güneşin derdi yerlere saçılan bu küllü sarışın bu milyon farklı tonda ölüm astrolojik bir bilmece olamaz senin bu gök olaylarıyla bir kan bağın olmalı bu gülüşüne yalnızca mimik denemez yoksa izahı izafi, yüzünün bu tanrısal mimarisi bu mermer kadar soğuk bu küçük yunan mucizesi biliyorum mikelanj bile şaşkın öldüğü yerde öyle gülme büyülü elleriyle bizzat monet çizmiş gibi nefes dahi alınmaz güldüğün irtifada bu gözlerimde büyüttüğün çiy yüzüme düşmesin o baharı yaşatmadın, zemherinin çenesine bağlayacak yeşili doğuran da senin dudakların olmalı... prematüre iklimleri ağırlar gibi kurulan her devrik cümle biraz da ondan devrik, bunca cümle bunca gece neyi gömdü karanlığa yıldızlar samanyolu mu bu denli kaygandı dilek kaydıran gökte, gözlerin mi yoksa ? konuş istiyorum, sen konuştuğunda gün ışıyor düş perileri, dut gibi sarhoş görmedin mi ellerinle deldiğin ayı bir gece değil koskoca bir çağ aktı aramızdan günaydın sevgilim, gün aydı emreyılmaz/2017 |
Yürek sesiniz var olsun.Selamlar,Sevgiler olsun şiir yüreğinize...)