VAHAYI ZİYAN SAYALIM
Bütün kinayem, yol aldığım düşlerimdi.
Anlamadın… Kalsaydı, yarımada gibi üstüme konuşlanan hüzün tomurcukları omzumda, Ahşap bir rahlede dizilen yürek kehaneti, Mutluluk kârı olmasaydı keşke, Ama, dinlemedin… Kan revan içinde bıraktın, bütün tümcelerimi. Kanamaya meyilli yüreği, biat ettirmişken hidayete… Muteber mertebenin bu olduğunu Bilemedin… Bu yüzden muhtaçsın, kursağındaki nedamete ! Bense, bu yüzden içerim hüznü seve seve ! Şimdi; sen sağ, ben selamet… ikimizin de sefilliği, kendi yolunda bir tını, şafak öncesi yürek yırtığı. Neyleyim ben böyle, makber bellenesi feryadı ? Ölsem bile görürüm her dirilişimde, izafi meddi-cezirlerimi . Kâh yalıtıldığım bir yürek, Kâh şaibe takip eden esaret, Söyler mi sanıyorsun ezgilerimi. Neyse…şimdi terennüm vakti değil, Gel artık birlikte;Vahayı,ziyan sayalım! Fecre al, akşama mor diyelim. Çöldeki güneşe kârsa ? Sükûta çökmeden efkâr, Kahrolası hasrete, zor diyelim ! 24.02.2017-Saat: 21.33 Niksar/Tokat Müşteba Güneş |