Denizi Görmeden
Denizi görmeden yazarım bazen denizi
kokusunu hissederim bezgin lodoslar getirir bana penceremin önüne koyar dalgaların sesi rüyalarıma girer yakamozlar belli belirsiz ve her balıkçının mutlaka hüzünlü bir hikayesi vardır yüreğine yüreğimize iz... Denizi görmeden yazılır mı deniz hırçın da olsa dalgalıda haklıdır belki kızmıştır karabataklara uskumrulara kimi zaman ben de hırçınlaşırım alçaklara kalleşlere ciğeri beş para etmez leşlere... Denizi görmeden de yüzülür mü deniz rüyalarımda kulaçlarım tepemde martılar yanımda yöremde balıklar üç kulaçta Midilli’ye beş kulaçta Rodos’a giderim gerisin geriye dönerken belki havalanır bulutlara girerim... Denizi görmeden üzülür mü insan, deniz her su damlası bizden, bizi ıslatır bizi anlatır özümüz su kulağımız gözümüz su okusaydın bir kaç cüzden sen de görecektin aslımız neslimiz suyla bizim sözümüz ve o söndürecektir illa ki yanan ateşlerde ki közümüz... |