Kırgın bakışlı ay yüzlü bir gecede sabaha karşıO gece israfil sur’u üflemiş dediklerine göre gafil avlanan yerle gök olmuş tek secdeye kapananların yüzü suyu hürmetine bir yağmur yağmış ki ne yağmış sele durmuş gece-görenler olmuş mu bilmem göğün zulasındaki o parlak ışığı ölüm de uyanır mıydı bilinmez-ceylan gözlü yağmurlarla mezarlarından pencereler açan taze ölüler de katılır olmalıydı bu rituele bir kasvetli gün daha inşa edilirken zamana kimse bilemezdi hangisinin gerçek hangisinin yalan olduğunu yalan dünyanın tan’a yakın saatlerde kim olduğu bilinmeyen hırpani kılıklı nurdan bir dede-gün ağarırken elindeki asasıyla söndürürmüş yıldızları bir bir secdeye kapanırmış ormanda ağaçlar topluca ibadetin seremonisiyle- ağlarmış gece hece hece bir bilinmeyene giderken dede dev adımlarıyla yer gök bir kez daha kükrer sallanırmış günahla sevabın ayıklandığı-o ince çizgide sancılı bir sabaha açılan bir pencerede siyahla beyazı ayrıştırmak titizliğiyle bir kadın başının gölgesi vururmuş geceye dediklerine göre israfil sur’u- bir kez daha üflemiş alenen ötelerde sele kapılmanın yamacında siyah bir yavru köpek acı acı ulurmuş Yüksel Nimet Apel 26/Şubat/2017/Pazar/Bodrum Şiirimi güne seçerek, beni yüreklendiren; yazmaya teşvik eden, sayın yöneticiye kıymetli seçki heyetine ve çok değerli arkadaşlarıma en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum |
Gönül coşkunuzu kutlarım…
Çok beğendim…
............................. Saygılarımla selamlar…