HASRETİNE AĞLANIR
Ne zaman akşam çökse
Bu şehrin karanlığı değil Gönlümün yalnızlığı vurur Gölgesini gözlerime… Kirpiklerim yorulur, İşitilmez olur Sekiz bacaklı yıldızın yası… Eski yalının rüzgârı düşer Hapsettiğim saçlarıma Bir martı Uzaktan seslenir adımı Hayalimizle dolar boşalır Bir sabahçı kahvesi Telvesi kaçmış köpüğü taşmış Her sohbetin avucunda Gülümser uzaktan Masum bir kız çocuğu Hangi çukura düşse gözüm Toplayamam aklımın dengesini Hatasız bir ben arar İçimin hayalet serserileri Kimsesizliğimdeki kızılcık şerbeti Birde sislerin ellerimdeki Parmak izleri... Düşürür çakıl taşlarını Sarhoş ayaklarımın çelmeleri… Yakama iliştirilen kaderin üzerinde Bir isim var dökülen ay zamanı Kaçıncı ondördü bu eskiyen Kaçınılmaz hangi sona sürüyen... Ne zaman akşam çökse bu şehre Bu şehrin karanlığı değil Güneşine hasretim ağlatır beni… |