Loçka TeyzeÜlkede hiç bir renkliliğin olmadığı yetmişli yıllardı... İki katlı sobalı evimizin yanında, onun da evi vardı Belki o zamanın evleri biraz dardı Ne önemi var yüreklerimiz genişti Genişti be!!! İki kızı ve bir küçük oğluyla beraber oturur Ömür tüketirdi, Yugoslav Muhaciri Loçka Teyze Sonradan öğrendik, asıl adı Şükriye imiş... Kocasını alman harbinde kaybetmiş. Yugoslavya ya almanlar saldırınca Amca bir solukta direnişçilere katılmış hiç düşünmeden Bir daha ara ki bulasın... ’’Bir deli adamdı, bir coşku dolu insandı ki’’diye Anlatıp anlatıp durdu, rahmetli eşini bize yıllarca... Biz daha çocuktuk, bazen elimize para verip Fikret Bakkal’dan beş altı paket birinci sigarası aldırırdı Kara kuru bir kadındı Temel Reis’in karısı Safinaz gibi aynı... Arada rumeli türküleri tuttururdu Yanık yanık söyler, yürekleri titretirdi. ’’Gidip geliyorum ben oralara bazen bir kaç saatliğine’’ derdi Biz de anlamazdık çocuk zekamızla Meğersem rüyalarına girermişde haberimiz yok... Birgün kedisi kayboldu ’’Bulana beş lira vereceğim’’dedi’’helalinden’’ O zaman beş lira büyük para biz çocuklara Dört döndük mahalleyi kediyi bulmak için Aziz ile bulduk sonunda da, kırıştık parayı ikibuçuk ikibuçuk... Komşuluk bir başkaydı o zaman. Arada oranın yemeklerini yapar çat kapı gelirdi ’’dobro veçe’’(1*) diye... Sigarada ağzında, birini söndürmeden, birini yakardı. Bazen Üsküp’den akrabaları şarap gönderirdi Ara ara o da balkonda demlenirdi Gözleri nemlenir aklı yine oralara gider Eski bir garmonu(2*) eline alır Rumeli havaları ile kulaklarımızın pasını silerdi... Loçka Teyze Sen taşındın mahallemizden Biz kaloriferli evleri mekan seçtik, çok seneler geçti üstünden. Bu yazdıklarımızda, çocuk aklımızda kalmış kırıntılar Sürçü lisan ettikse affola... (1*) İyi akşamlar (2*) Bir çeşit akordeon |