Ay.. Tutulması
Bu sefer anlatmadım
İçime düştüğünde bu zaaf, Sardığında her yanımı Ve göğsümde daralıp battığında Bir diken, bir kurşun olduğunda Sustum… Gözlerinden düşüp Yüreğime saplandı da Oluk oluk kan aktı da Damlayken bir küçük avuçta Bir derya, bir dağ İçimde büyüyen bir çığlık, Bir çığ oldu da Sustum… Bu sefer anlatmadım… Oysa ben sevdiğimde Senle ilgili, sana benzeyen her şeyi Her biçimi ve her sesi İçimdekiyle karıp Biraz da gülüşünden çalıp Göğün derin maviliğinde Kocaman uçurtmalar yapardım. Her edilen muhabbette Her gidilen yerde Adına binlerce mısralar yazar Binlerce şarkılar çalardım. İnsan gözünün değdiği her köşeye, Her nesneye Adını kazırdım. Bu sefer sustum; Hiç kimseye bahsetmedim… Sevdiğim, en sevdiğim! Bir sana anlattım; ……………..sen de inanmadın... Şimdi içimde bir boşluk Bir sürgün var. Kurgusu yarım kalmış Gerçekdışı, akşamüstü masallar Ezan sesiyle irkilen Firari uykular. Çaresizliğe bürünmüş Kifayetsiz umutlar… Bırakmaya çalışsam da Bir türlü beceremediğim Pencere arkası içilen sigaralar… Olsun, her şeye rağmen Güzeldi; Gözlerinde görmek suretimi; Korkak, yalancı bir serseri… Ve yine her şeye rağmen Dışarıdaki hilal O kadar güzel ve parlak ki; …………………..gözlerin kadar… Sevdiğim, en sevdiğim! Sevda nedir bilirim! Boş ver, dert etme; Bunun da üstesinden gelirim… Ay.., gözlerinden düşüp yüreğime saplandı, Bu yüzdendir sana tutulmam… |