KUŞLAR UÇARKEN
“Dünyalar vardır, düşünemezsiniz
Çiçekler gürültüyle açar Gürültüyle çıkar duman topraktan” Yelkovan kuşlarını Hiç bilmem ben Gün olur Takılır peşlerine giderim Diyemem Ama baharda Çıkarken gün yüzüne Sarı çiçekli çiğdemler Gürültüyle açarken başka başka çiçekler Dumanı çıkarken sabah güneşiyle Toprağın Tanırım, bilirim Ürkek, korkak sekişiyle serçeyi Ve de attığım yeme koşan güvercini Saçak altına yuva yapan kırlangıcı “Martılar..” mı dediniz Ancak deniz üzerinde görürüm martıları Oysa Benim bozkırıma çook uzakta O güzel kuşların kanat çırptığı deniz “Seninki de şiir mi kardeşim Uydur uydur yaz Şimdi sırası mı Martının, kırlangıcın, serçenin Hele de yelkovanın Bak Çivisi çıkıyor dünyanın Akarken Kan ve göz yaşı Ülkemin her yanında Al bayrağa sarılı tabutlar gelirken Ne işimiz varsa Ortadoğu batağında Bir ‘hin oğlu hinlik “ var “Evet-Hayır” oyununda Bırak, serçeyi, martıyı da Bize onları anlat” Yeni oyuncağımız bu oyun “Evet mi, hayır mı Söyle bana nedir cevabın” şarkısı Ya da Emme basma tulumba misali Erkan Yolaç oyunu değil bu Ata’nın kurduğu değerler Yıkılırken Yüz yılın hıncıyla Ahtapot gibi sarmışken terör belası Can verirken fidanlarımız yaban ellerde Ülkesinden kaçmış, savaşması gerekenler Bizden rahat yaşıyor Köyde, kentte Adım başı her yerde Gökyüzünün güzelleri kuşlarla başladım Şiire İsterim ki artık barış güvercinleri uçsun Ülkemde Orhan Veli ile başladım Melih Cevdet’le Bitireyim Sözlerimi anlayana yetireyim “Bir çift güvercin havalansa Yanık yanık koksa karanfil Değil unutulur şey değil Çaresiz geliyor aklıma” ………………………………………………………… 9 Şubat 2017 Numan Kurt |