Sevda üstüne
Makam-ı sevdaya erenler bilir,
Burada hasretle sevda demlenir. Âşıkla maşukun kalmaz bir farkı, Aşk dilinde buna ayn’ül-cem denir. Bezm-i muhabbettir, üflet dergâhı, Mest eyler bulunan, cümle ervahı. Sevdaya müptela olmuş gönüller, Maşuk hasretiyle, çekerler ahı. Sohbetler dilsizdir, ne hece ne ses, Duyulan yalnızca verilen nefes. Sükûtun kadrini bilen bülbüle, Hal dilinden gayrı ne varsa abes. Sertaç eyler daim, aşk-ı cananı, Yanar da narıyla, terk eder canı. Beyhude geçmiş zamandan sayar, Onu yâd etmeden, geçen her anı. Yaşlar süzülürken yanaklarından, Terler boşanır da şakaklarından, Büyük bir sır gibi sultanın ismi, Sessizce dökülür dudaklarından. Meczuptur denilir, bilinmez aslı. Geçip gitmiş çünkü sevdanın faslı. Türkülere bile, bir haller olmuş, Ne kerem var artık, ne de bir Aslı |