ŞİİRLER SÖYLER SENİN YERİNE...
Kırağı çalan bir yas’a dayanmak neymiş?
Yaşamak lazım… Vakitli vakitsiz enkaza dönen Hür iradenin görkemi yine ermeyi dilediğim. Yol da olurdum ses de sessizlik de, Zaten neyin derdine yanacaksak beraber gömelim: Önce şiirleri sonra da varamadığımız hangi şehirse, Bir rüzgâra eşlik eden nefesin çiyine düşen Gözyaşımdan arda kalan. Adlar, soytarı hükümlerin şeceresini tutarken Dirildi kelam dingindi de özlem. Sırtında ağır bir vebal, Yürekte köz belki de cehaletin esir tuttuğu bir itham Boydan boya serdiğim örtüsü yine Tutuklu kılınan düşlerimin cezası Ve her iklimde her seyrinde yüreğin, Derin bir sessizlik varamayacağımı bilmenin getirdiği O durgunluk yine içselleştirdiğimin ölümün bedeli. Selamı yitik sabahlar; Kırık kanadında şahin bakışlı veballerin, Esir tutulduğum surelerinde etmediğim kelamın Belki de en savsak yanım boyutsuzluğun rüştüne dair Bir selam saklı görgüsüz bir sevgide, Kanatıldığım hangi yalansa Yine aşkın dilinde Hele ki zevk ve sefa içindeyken şehir, Kim okur da dillendirir bu şiiri? Hele ki kayıp bir özneye verdiğim selam iken alınmayan, Hangi sevdaya yeniden yüz süreyim, Söyle sen zalim: Un ufak benliğin kaygıları Hayli de yüksek bir çıta görünmezliğin bedeli Susmalara rast geldim de Söyle hangi goncayı öpmeye kıyamadım? Ya da sus alabildiğine: Şiirler söyler senin yerine. Sanmalara düştü yolum madem Ve tevafuk bildimse görmediğim onca gölgeyi, Yalan mı söyle sefilliğin rüştüne bir ekmek Bir de kan doğradığım, Sonları olmayan hikâyelerden muzdaripim işin aslı. Gıyabımda hangi kararsa Elbet çekerim sineye Hem de el ayak çekilmeden İstiflerim ben de eldeki ölü imleri Bir de son olacağını bilseydim, dediğim Kim bilir hangi şiir Birlikte gömülmeyi dilediğim… Fukarasıyım zamanın, Mesnet bildiğim kaygılara sergüzeşt bir itham iken Etmediğim her kelam. Yansızım da ve nasıl da yankısız, Zehir zıkkım geçen mevsimler, Ben hala yüzünde tebessüm, Köşede elinde çiçeklerle bezeli bezgin tecelli Yüreğinden kayıp giden ne çok sitemi Maruzat bellemenin tecellisi. Hangi keramet ise saklı tutulası, Ermediğim nihayete atıfta bulunsam da bazı bazı, Zaruri bir hüzün bu hem de en aykırısından, Terennümü kayıp bir şehirde düşmüşken ayaklara Onca sevda, Rüştünü ispatlamakla geçti koca ömür Hele ki kendimin de inandığım Yaşadığım yalan aşklar iken. İç beyanların neşriyatı Cüz-i iradesi şiirlerden damlayan hezeyan, Yeknesak telaşı şairin Yine damıtıldığı bir benlik iken Aşkın ve insanın sorgulandığı. Yine de tahayyül edilesi bir rüyada kıyama durduğum, Bir ölüp bir de dumura uğradığım. Gözlerim sayacı yorgun yüreğin, Dilimde saklı tutuklu isimlerin rayihası, Sandık sandık hüzün biriktirdim ecele hürmeten, Varlığın akıbeti hepten yalan bir mutluluk, Serzenişlerin dibine vurmaksa Yok ki tek suçlu hele ki bendinde bir rivayetin. |