AŞKIN FITRATI...
Elzem aşklara rast geldik,
Erteledik velhasıl. Kıbleyi aşk bildik her daim Asla sorgulamadık inancı lakin Esefle kınandı sinesi şiirin, İtikadın güncesinde eşleştik hüzünle, Es geçtik dünü Yarına varamamanın vebali idi Ters düşen benliğe. Sorduk sormasına sorgulandık da biteviye, Rast geldik kimi zaman aşk meleğine: Yorgundu lakin ve canı sıkkın Sanırsın ki; yüklenmiş âlemin derdini, Derken sırt çevirdi. Derledik topladık içimizi dışımızı, Teneffüs ettik zaman zaman tetikleyici imleri, Sükûnet diledik Tanrı’dan; Ne gelen vardı ne giden, demelerle geçti zaman; Sürdük sürüştürdük beyaz maskesine ölümün Yorulduk akabinde, Tünedik bir garibin yüreğine. Sandık ki… Sandık sandıktı fermanı beşerin; Kilitledik yüreği Hani olur da düşer aşka yeniden, Söktük zehrini lanetin, Teyelledik merhameti en derine Ve kopçaladık bohçasını çocuk gelinin: Kırgındı ahvaline Yürek hepten yaralı ceylan. Öldük kimi zaman en çok da öldürdük Ne de olsa ölümlüydük, demekti madem merhem, Kutsadı aşk meleği önce beşeri sonra da Kara meleğin gizemini Ve çekildik bir kuytuya: Hayli ısrarcı idi sorgu sual hâkimi: Kim varsa ateşe dizildik tarafınca, Edindiğimiz son rütbeyi de kaptırdık, Yerine tuz bastık, Yandık, Kavrulduk… Matemdi yine aşkın fıtratı, Sakıncaları adam boyu okumadığımız rahmetlerle Yıkandık musalla taşında, Celp etti yüreği evrenin, Söküldü yeniden, Diktik akabinde, Vurulduk bu sefer: Ne gam, demelere de sığındık Sığdıramaz olduk neşeyi, cüreti; Sığındık usulca bir meleğin kanadında Ağlarken gizlice, Sır belledik dostun yasını, Sırlı geceye emanettik Yine sırlarla beyan ettik onca yemini, Döküldük usul usul yollara, Dokunduk yeniden ölü ruhlara Ve son perde. Kuşandık kuşatıldık, Kundaklandı onca kayıp lehçe, İz sürdük lanetinde aşkın, Çekti tetiği laneti gizemin, Rötuşladık suretleri, Sinenin indinde karaya boyadık, Karalandık da; Kanadıkça telaş eyledik, Tehir ettik… Yoktu sonrası; Cılkı çıkan evrenin tek gerçeği her hanede: Tanrı kutsadı kapanmadan son perde. |
Sevgimle