KASIRGA
Kucağında bebesiyle öldürülen kadını,
yavrusunun cesedini sırtında köyüne götüren adamı, sadece oğlunun bir kemiğini soran, isteyen cumartesiyi, evladının cesedini buzdolabında tutan anneyi, apartman enkazında katledilen yakınlarını alamayan Cizreliyi, Somalı, Ermenekli madencileri, Naylon çadırların içinde uyurken yanan inşaat işçileri, Pozantılı, Karamanlı sübyanları, Konyalı, Aladağlı öğrencileri, Kobani’ye oyuncak götürürken Suruç’ta ölümle durdurulan gençleri, Ankara garında yok edilenleri, Gezi direnişçilerini, Ekmeği kana bulanan Berkin’i... ...... Hepsini yüreğimizde oluşan derin, büyük boşluğa gömdükçe, vurdum duymazlık ve kanıksanmış gözyaşlarıyla ’normalleştirilmiş kötülük’ dolarken, zifirisine göğsümüzün... vicdanların ahından kadınların, kasırgalar oluşsa; Anne karnındaki ceninden, masumuyetin bittiği, belleğin başladığı beş yaşına kadar ki sabiyi, kaptığı gibi, üstüne çıkarsa bulutların. kimsenin gitmediği, görmediği, el değmemiş, mutluluk adalarından geçirip, el bebek gül bebek bindirse sırtına ormanların. Tüm yüreği nasırlılar da yarattıkları Tanrılarını, kirli elbiseleri ve karanlık ruhlarıyla bıraksa yedi kat altına toprağın. Dört nesil sonra; ebem kuşağından paraşütlerle, tohumlar atıp, çiçekler açtırsa yüreklerinde insanlığın ve de bir ucundan diğer ucuna memleketimin... ..... Sayın seyirciler, teknik bir arıza nedeniyle yayınımıza ara vermiştik, Haberlere kaldığımız yerden devam ediyoruz. 27.01 2017 Ömer KIYAK |
Şiir ve güzellikler yüklü duyguları beğenerek taktir ettim…
Kutlarım…
……………………………….. Saygı ve Selamlar…