Karların arasından doğar fulya çiçeği.....
Buz maviliğince sokak araları
Mütevazı evler dolusunca okul çocuklarının huysuz sesleri Gökyüzü beyaz yorgan Dans ederek toprağa düşen ipeksi kar taneleri Muştulu bir sabahta gülümser çocukluğumun hatıraları Kar kuşları tünemiş kırmızı kiremitlere Umut kuşların kanadında Beyaza boyalı odalar dolusunca Yankılanır komşu kadınların pürtelaş adım sesleri Gümüş renginde bir gün Karların içinden tüyden hafif ayaklarıyla Bir kız çocuğu yürür şen hanemize Fulya çiçeği yüreğimizde açar sıcacık tebessümüyle Ayni ağacın gövdesinden beslenen Gökyüzüne uzanan ayni ağacın dalıyız Ölesiye yağmura ölesiye güneşe tutkulu Çocukça mutlulukları kahve gözlerine bölerdim Ağlasan göğüs kafesimde üşürdü Minik binlerce serçe benim can yârim bir ömür sırdaşım Anneden bana sunulan en değerli hediyemdin Henüz beş yaşında yaralanmıştın ben küçük abla küçük anne Senin yaralarını sararken ne çabuk da büyümüştüm Portakal çiçekli sarı elbisen vardı Bahtına sarı hüzünler değmesin isterdim Benimse gezici kütüphanemin raflarında Gizli dünyamda masal bahçelerim Orada adresine ulaşamayan iade mektuplar yok Sisli dağların ardında sevdiklerini özleyenler yok Bu gün yine doğum günün Yine sana uzak diyarlardan şiirler yazıyorum En içten dualarım yüreğinde büyüttüğün çiçeklerinin solmaması için Kardelenim narin çiçeğim Hayat bir tiyatro sahnesi Bazen figüran bazen başrol oyuncusuyuz Kaç kere başrol kaptık kaç sahneden atıldık Bu özel günde temennim hayatının başrolünü oynaman için Dualarım gurbet kuşlarının kanadında Son nefesine kadar sev sevil En büyük değer kazanım Sevgi Dünde bugünde yarında.... Bu şiiri sevgili kız kardeşime Zeliş’e yazdım mutlu sağlıklı başarılı yaşların olsun bacım Şiirde teknik yardımıyla sesiyle destek olan Can ablam Hayrunisa Şenel’e kucak dolusu sevgilerimle.. ŞİİR MİMİ CANOĞLU |
Bazen figüran bazen başrol oyuncusuyuz
Kaç kere başrol kaptık kaç sahneden atıldık
bence de öyle...