Akıp giden zamanda göverir göçebe
Bir ağıt
Kaya diplerinde koyaklarda
Ses verir titrek bir dilemma

Direncimiz inancımızı dövüyor demir bir örsle
Sırtımızın kamburunda zamanı
Siyah beyaz bir resmin içinde ağlar
Bu felek çıkmazı
Bu kehribar yanığı günler

Oysa,
Adem’in kaburgasından yaratırken Tanrı Havva’yı
Yasak bir elma kopmasaydı dalindan
İnsanlık cennetini birbirinin cehenneminde aramazdı


Kim istemezdi ki?
Sonsuz mavi kürede
Bir Tanrının elleri tutsun hayatını sevinçlerini
Tüm adil tanrılar cennette olmalı
Cennet insanın yüreğinde olmalı
Diyorsa ki bir derviş


Cennet cehennemliklere tatlı bir vaat
Esaret’ indeyse benlikler yozlaşmanın
Yenilmişse insan insana
İnsan insanın hem yaşatanı hem öldüreni imiş
Öldüre öldüre öğrettiler
Cancağızım

Kırık bir kemanda eskitilmiş zamanların
şarkıları getirmeliydi anne seslerini
Ağlamamalıydı küçük evlerin küpeştelerinde
Annelerin kırmızı mor renkli küpeli çiçekleri

Hülasa yaşamak daha kolay olmalıydı ölmekten
Nasılsa günü geldiğinde ölmeyecek miydik
’Her ölüm erken ölüm dese de şair

Umarsız z /amanlar mı doğurdu ?
Bunca cehennem zebanisi yürekleri
Cehennemin kaç kat altında gayya kuyuları
O kuyulardan kurtuluşa çıkabilen varsa konuşsun
Ağlak suratlarda
Ömrümüzde kaçıncı kırılmış lık
Anlatılamayan kaçıncı dilemma

Ölümü b /eklerken tatlı rüyalara
Bu kaçıncı aldanış kaçıncı
Kendimizden kaçış
Çözülemeyen dilemma..

Nar tanelerince dağıldık
Dağıldık mutluluğa dağıldık acıların mor renklerine
Şimdi ufukta ağlar mazimiz
Yorgun ufukta dualarımız eleste
Tutsana ellerimizden



Dilemma .Ikilem