Onlar iğne,acılar saklanmayınSen göğü elleriyle taşırdı öyle bir yekpare yalnızlığıyla karamsarlığı hiçe sayan yıkılıp durağan bir ıssızlığa kaç deş okuyla nara atan heceleri ve yık tabuları incileriyle Sen göğe uydurma bakma yalan düşündüğümün aksi nefret pınarları geleceğimden öte bir yol yok senin yolun benim ömür çizgimin ilk harfiyse eğer tarumar et bakışlarınla korkuları içime saklama acılarınla başka adamlara nasihat ver hadi onların da yıkılma hakkı yoktur hepsi bana verildi benim yıkılmalarım ahuzarlarımı saklar ben düşerim sokak yalnızlığı kaplar ellerimdeki ambulanslarımda bekle onlar içimi taşırlar ölüyüm kaç kurtar dilini gözlerin zaten benim değiller mi? Onlar iğne,acılar saklanmayın İlki yıkılmaktı insan ilk aşkıyla övündüyse insanlığımı kopartın uçurumlar yalnızlığı faili meçhul bir yüreğin benliğinden kopartılmış bencilliğidir hisleri her önüne gelen kız yaşlandıysa geçmişi ağır bir yenilgiyi tadar gibi yaşlı hisleri, anılarda boğulduk peki yarın ölü bir nefes hangi nefesten ibaret? Uçuyorum düşür beni lügatım bu hislerin ağır başlı göğsü nefreti dillerine pelesenk edilmiş bir küfür gibi evet küfrün içindeki sancı bir kızın ellerinde duran acı defterde o kızın fotoğrafı vurulduk öyleyse düşelim bu uçurumlar uçmamın sancıları doktor bir acı yapsana şey iğne onlar iğne! acılar saklanmayın... |
nitekim cansever ve uyarda da kamufüle edilmiştir estetik. bu bakımdan az anlatım çok anlam ve teşbihsel anlatım çok daha başarılı olacaktır. sevgilerle...